Sunday, March 01, 2009

We are moving (Part I): House hunting


Gec bi baslik ama olsun atmaya bile yeni firsatim oldu malum..
Biz tasindik.
O bi kere bahsettigim eve degil tabi ben unutuyorum bazi gelismeleri yazmayi.
O eve verdigimiz offer’i ev sahibi kabul etmemisti, biz de inat etmistik, bu kadar krizde adamin havasina bak diye, sonra baskasi tutunca bozulduk tabi ama ne yapalim,
Neyse sonra ben ev bakmaya devam ettim,
Celal bir konuya kafami taktim mi bi daha imkani yok vazgecmedigimi soyluyor, ‘saplantili’ nin kibarcasi:)
Neyse gercekten takilmistim bu ev isine,
Ama gonullu bir takilma dogrusu, aslinda mimar olsam gerekmis hani:)
Right move diye bi site var burda, oradan bakiyordum her gun evlere,
Sonra daha pratik bir yol kesfettim ve tek maille tum emlakcilara taleplerimi ilettim,
Sonrasi devamli beni aramaya, mail atmaya vs. basladilar,
Ozellikle telefonda ingilizlerle anlasabilmeyi bedava practice olarak degerlendirdim ben de, sonunda baya baya anlastik:)
Neyse bu arada kriterlerimizi karsilayan evleri gormeye de basladik (buna viewing diyoruz, see falan derseniz acayip bir sey demis muamelesi gorursunuz)
Arada sirf benim merakimdan gezdigim bi kac ev de vardi tabi
Mesela viktoryan tarzi evlerin icini geldigimden beri merak ediyordum, hani ingiliz arkadaslar da bizi evlerine davet etmek icin yarismiyorlar, hatta kimseyi davet etmiyorlar, mumkunse disarida ya da pub’da gorusuyorlar,
Bi de bahceli bi cottage’a gittik yine benim merakimdan:)
Bahce demek haksizlik olur, hani traktorle falan surebileceginiz buyuklukte, icinde cesitli agaclar, sera vs. olan devasa bahcenin icindeydi ev, sonradan baya dalga gecti Celal benimle bu evle ilgili olarak,
Baska, Kemalin okulu nehir kiyisinda ya, onun kardi kiyisinda bir yer var , Rowhedge diye, oraya gittik, Kemal’in okuluna 0.4 mile gorunuyordu,
Ev de guzeldi,
Ve fakat, bu 0.4 milin icerisinde nehir de vardi, ve yakinda kopru falan da yok, bunun kanolarla karsiya geciliyormus,
Celal bununla da dalga gecmeyi ihmal etmedi tabi,
Sabah Kemal’le yagmurluklarini giyip kureklere asilirlarmis artik okula yetismek icin,
'cek oglum oglum cek okula gec kalacagiz!’
Bi ev de (biz Portekizli’nin evi diyoruz) baya hosumuza gitti, daha dogrusu esyali olmasi ilgimizi cekti, Portekizlinin ektigi cok guzel bi bahcesi de vardi, nerdeyse tutacaktik da, galiba ingilizlerden sonra bi akdenizlinin ilgisi aklimizi celdi, fakat bu sefer benim icime sinmedi bi turlu, cunku, mutfagi eskiydi, Portekizli yemek pisirmiyormus(!), bi de Kemal’in odasi olacak olan oda pembeydi ama bastan ayaga, duvarlar halilar falan,
Ingilizler herseyi seviyorlar, bize 'huge', 'lovely' diye reklam ve bizim hic begenmedigimiz evleri yazmiyorum bile,
Bi de ev eskiyse 'it has a character' diyorlar:)
Anlayacaginiz macera ustune macera yasadik bu ev isinde..
(Devami yarin..)

1 comment:

Işıl said...

Aysegulcum,
Cok heyecanli bir seri olacak tasinma hikayeniz anlasilan; takipteyim:)
Tekrar gule gule oturun yeni evinizde:)
Sevgiler cok..
P.S. En son post'una fotograf da ekleyeceksin gibi geliyor bana, ama bekleyelim gorelim ;)

Rana bu kadar:))

Kemal de bu kadar!