Tuesday, May 29, 2012

Annemmm, cicimmm!

Rana'nin yeni şarkısı.. Mümkünse elinde bir cicekle yüksek bir yere çıkıp söylüyor..ilk defa anneler gunünde Kemal'in define avının sonunda hediyenin bulunduğu anneler gunü sürprizinden sonra yaptı gösterisini. Altta kalmamak amacli..Bir de şarkı bitince eğilip selam veriyor..

Sunday, May 13, 2012

Rana 2 yaşında!! (18 Subat itibariyle, uc ay once yazdigim entry:)



Adı gibi güzel ve iyi huylu kızım, Rana'm iki yaşına bastı,
Bu bıcırık hayatıma girdi gireli kesinlikle daha kaygısız daha mutlu oldum,
Her geçen gün daha çok sevdirdi kendini,
Evet itiraf ediyorum hep bir kızım olmasını istiyordum,
O mağazalardaki kız çocuk reyonlarını henüz kendisi hiç ortada yokken bile geziyordum,
Annelerinin kucağında, parkta şurda burda görüdüğüm kız çocuklarına göz kırpıp duruyordum,
tamam oğlanlara da kırpıyordum ama oğlan sevgisini tatmıştım ne olsa, sıra kızdaydı,
o nedenle belki, o 21 saatlik sancı bile onu öylesine sevmekten bir an olsun alıkoymadı beni,
hani görür görmez vuruldum denir ya, ben de bu meleğe görür görmez vuruldum,
o küçüklüğüne, o kokusuna, o vızıklamasına,
ııı, bu sefer hiç şikayet etmedim yok ağladı, yok durmadı diye,
aman büyüsün, aman yürüsün demedim,
doya doya göreyim dedim ama,
doya doya seveyim,
mümkünse cebime koyup gezdireyim,
işte şimdi,
cıvıl bir şey,
geçen gün ikimiz düştük beraber,
ben ona takıldım,
ikimizi de uçup odanın farklı yerlerinde bulduk kendimizi,
fonda bangır bangır çalan bir Kıraç şarkısı,
elimdeki vazodaki çiçekler etrafa saçılmış,
bir film sahnesi gibi,
celal buldu bizi o halde,
ben kolum fena halde acıdığı halde,
aklım avaz avaz ağlayan Rana'da bir şey oldu diye,
nasıl çarpıyor kalbim,
birşey mi oldu?
elini öyle sallamış anlamsızca,
çıktı mı acaba diyor,
sanki içimden birşey kopuyor,
kendinden nefret hali,
nasıl görmem, nasıl takılırım,
ne oalcak şimdi, ya çıktıysa,
napıcaz şimdi,
kucağıma alıp emzirmeye karar veriyorum,
kesik kesik hıçkırarak emiyor,
korkarak yutuyorum bileğini,
elini hemen orada bulduğum küçük bir fincan veriyorum,
evirip çeviriyor gözlerimin içine baka baka,
'oh' nasıl bir 'oh' hem de,
babamı çağırmışız bu arada hastaneye gidersek Kemale göz kulak olsun diye,
hepimiz oracıkta çöküyoruz yere,
Rana canlanıyor, koşturmaya başlıyor yine,
benim gözümden yaşlar aktı akacak,
nedir bu,
annelik, suçlulukla mutluluğun iç içe geçmiş hali!
Neyse, neden bahsettim bundan şimdi,
İki yaş Rana'yı anlatacaktım halbuki,
Rana,
Güzel bi defa, yani her çocuk annesine güzel,
saçları az, ama hiç kesmedikya, uzadı baya, banyo yaptığında omuzlarından aşağıya dökülüyor bıcırın,
sabahları kalktığında saçlarını iki eliyle arkaya atmasına bitiyoruz,
yanlardan iki kuyruk ya da iki minik topuz yapıyorum saçlarını,
bazen de arkadan at kuyruğu,
taç takmıyoruz henüz,
yatarken de ne var ne yoksa başımzıda çıkarıyoruz,
ve kesinlike çoraplar da çıkacak,
iki çıplak ayak yorganın üstünde anneyle abbanın ortasında yatılacak,
hakeza biri üstünü örtmeye kalkarsa hemen iki bacak bir tekmeyle yeninden yorganın sütüne çıkacak,
otomatik hareketler bunlar,
gecede üç dört kez elle annenin orda olup olamdığı kontrol edilecek,
eğer yoksa hemen oturma pozisyonuna geçilip mızıldanılacak,
gecede bir kaç kez kalkıp yastığın üzerine bu kez diklemesine değil enlemesine yatılıp, kafa annenin burnuna ayak babanın ağzına gelecek şekilde uyunacak,
bu arada abiye hala 'abici' diyoruz,
devamlı abicinin peşindeyiz,
boyle olunca kılıç sallamayı, karate yapmayı felan biliyoruz:)
bi de abiciye bakıyoruz,
sabah 'cöccü' (gözlük) lerini veriyoruz,
kapıdan çıkarken 'üşüğsün üşüğsün' diye anne taklidiyle şapkasını takıp uğurluyoruz,
mini mini evsahipiği kısmını hiç saymıyorum,
nerden öğrenmiş bunları,
misafiri oturtma beni üstüne itip hoşgeldin dememi isteme,
(mümkünse öpmem gerekiyor!),
'anne çay', 'anne mama' emirleri,
hakeza masanın üstüne bir şey koyacak olsam hemen evdeki herkesi masaya toplama girişimi ve
yine 'anne çay' 'anne mama',
boşalan tabak bardakalrı anında farkedip bana verme vs.
dolayısıyla devamlı bir mesai,
ve bana da mesai yaptırma hali:)
konuşmamız henüz cümleler kıvamında değil,
en çok kullandığımız cümle 'hayı anne!',
bi de işaret parmağını sallayarak bana laf sayıyor,
ama ne diyor bilemiyoruz,
tek bildiğimiz sağlıklı bir çocuğa sahip olduğumuz için çok şükretmemiz gerektiği:))

Rana bu kadar:))

Kemal de bu kadar!