Bir sebebi yok, bloga birseyler yazayim derken aklima geliverdi bu sarki, nerden geldi nasil geldi bilemedim, madem oyle siz de dinleyin dedim:))
Kemal'le Ingiltere maceralarimizi yazmak uzere basladigimiz bu blog aramiza Rana'nin katilmasiyla renkelendi. Dort yil sonra Turkiye'ye donduk. Yaklasik iki yil sonra tam yerlestik artik derken bize tekrar yol gorundu. Bu sefer Katar'a gidiyoruz. Bakalım bizi burada neler bekliyor:))
Tuesday, December 23, 2008
Kar Taneleri
Friday, December 05, 2008
Between the Charlottes!!!
Wednesday, December 03, 2008
O simdi asker (iyi dogdun Cihangir!!!)
Not: Ben anilara dalinca, saat 12'yi gecmis, 3 Aralik olmus, yoksa bir gun gec yazdigimdan degil yani:))
Sunday, November 23, 2008
Sonbahar..
Thursday, November 20, 2008
Ankara'da bir sonbahar gunuydu..
Tuesday, November 18, 2008
kasvetli hava ve tozlu kitaplar.. (ama bi de yeni hayaller var!)
Biz iyiyiz, bu ara hayatimizda bir yenilik yapma ihtiyaci duyuyoruz-ki ilk aklimiza gelen evi degistirmek oldu nedense:) gerci aklimizda bir suredir, bahceli bi evde oturalim istiyoruz, malum Turkiye'de zor bari burda yapalim dedik. Kemal de evlere sigamiyor artik. Yani ev bakiyoruz simdi, aslinda bi tane de begendik, hatta cok begendik, uc katli bir ev, ingiliz tarzi bir arka bahcesi var, hani cocuk bahceden disari kacti derdi yok, bahcenin her tarafi kapali, sonra mutfak icinde family room bu bahceye aciliyor ki ben de en cok bunu sevdim, Celalin en sevdigi ise cati kati, burayi kendine calisma odasi olarak duzenleyecek ve artik basta Kemal biz onun calismalarini sabote edemeyecekmisiz, en azindan boyle umit ediyor:)) Neyse eger olursa-ki offer'imizi verdik cevap bekliyoruz, tum arkadaslari bekliyoruz, gerci bizim bu minik evimizde de cok misafir agirladik ama orasi daha rahat olacak gibi. Merak etmeyin cati katini size veririm gelirseniz:))
Saturday, October 18, 2008
Friday, October 17, 2008
South of England: 2. Bolum: Isle of Whight
Biz adaya ferry ile yani arabali vapur gibi bir seyle gectik.
Ada kendi kendini yonetiyor, bir nevi ozerklikleri var.
Bize de Ingiltere'nin genel yapisindan baya farkli geldi hersey.
Onun disinda adada inanilmaz bir iklim cesitliligi var.
Bir tarafta daglar, bir tarafta ormanlar, stepler, beyaz kayaliklar, deniz ve hava sicakligi da degisiyor etrafinda dondukce..
Velhasil ilginc bir yer, zaten bu nedenle de baya turist aliyor, yilda iki bucuk milyon turistten bahsediliyor daha ne olsun:))
Kemal Bey ferry'nin penceresinde.. Bu araci da cok sevdi beklendigi gibi:))
Bu denize inen sokak bana Istanbul'u hatirlatti..
Biraz Buyukada'ya benzemiyor mu ama:))
Aysegul ada sefasinda:))
Bir ada manzarasi daha, daha dogrusu yine evleri cekmisim, mimar olacakmisim aslinda:))
Wednesday, September 17, 2008
South of England: 1. Bolum: Portsmouth/Spinnaker
Bir de guney sahillerini gorelim dedik..
Boylece denizle ilk karsilasmamizi yaptik..
Ve ancak ondan sonra bizim on dakika otemizde de deniz oldugunu kesfettik ama onlar sonra, once guney gezimiz..
sehri bizi cok begendik. tam sahil kenti havasinda, heryerde cok guzel tekneler var, ve soguk olsa da cok guzel bir deniz..bu fotolar kentin sembolu 'spinnaker'dan, cok enteresan bir mimarisi var..
Tuesday, September 16, 2008
nerde kalmistik?: Medieval Festival
bu da unlu bir ortacag muzik grubu:))
ve sovalyeler, Kemal buna da katilmak istedi tabi ama risk alamadik karsi taraf acisindan:))
Monday, July 21, 2008
hadi teyzeler..!
Sunday, July 20, 2008
Iyi ki dogdun Esraaaa....
Saturday, July 19, 2008
Kemal dort yasinda..
Zaman ne kadar cabuk geciyor..
Ve tum zorluklarina ragmen cocuk kadar insani mutlu eden bir sey yok..
Monday, June 16, 2008
Hatirla Sevgili
hatirla sevgili bitti,
daha ilk reklamini gordugumde, ben bu diziyi seyredeyim diye dusunup,
birinci bolumunden itibaren takip ettigim bir diziydi kendisi..
yakin tarihi bir dolu ask hikayesiyle birlikte anlatan bir diziydi,
yani dizilerimizin cogu gibi hangi zamanda gectigi bilinmeyen, sanki ulke gundeminden yalitilmis
yasayan insanlarin hikayelerinin anlatildigi bir dizi degildi,
dizi boyunca iki darbe, idamlar gorduk,
biliyorduk tabi olanlari annelerimizin babalarimizin anlattiklarindan,
ama boyle o tarihlerdeki onemli sahsiyetlerle tanisinca , birileri tarafindan yasanmis olmasi
kuvvetle muhtemel hikayelerin icine girince, hersey daha gercek oldu,
benim de cok sedigim buyukadada baslayan hem uzucu hem neseli hikaye zamanla uzucu ve yine uzucu bir hale geldi, dizi herseye ragmen hayatin icinde olan nesesini kaybetmeseydi daha iyi olurdu diye dusunuyorum,
onun disinda dizinin yanli oldugu elestirilerine tek diyebilecegim, herkesin kendi hikayesini anlatabilecegi,
umarim baska senaryolarda baska yonlerini de izleme imkani buluruz ulkemizin bu zor donemlerinin,
onemli olan gormezden gelmemek bence,
yuzlesmek ve kendi payimiza cikarimimizi yapmak,
bir dolu aska gelince,
hayati tam yansitti bu anlamiyla dizi,
herkes sonsuza kadar mutlu olmadi dizinin sonunda,
kimileri kavustu, kimileri kavusamadi,
kimilerinin karsilik buldu sevgisi, kimilerinin bulamadi,
kimileri de kaybetti sevdigini,
ve bununla da yasanabilecegini gosterdi,
neticede,
guzel bir diziydi,
ve bitti,
icimizde bir dolu yasanmislik birakarak..
ve umarim bir daha ayni hatalari tekrarlamayiz..
Sunday, June 01, 2008
yeni enerji kaynaklari..
Friday, May 30, 2008
English Tea
Thursday, May 29, 2008
alim mi olacagiz, kitap mi yazacagiz?
Bir arkadasimin deyimiyle (alim mi olacagiz?) ama kurtulusta yok iste..
Bu arada havalar burda bir guzel bir kotu..
Bir hafta t-shirt bir hafta pardesu giyiyoruz..
havalar guzel olunca herkes cimlere yayiliyor,
benim de aklima ODTU geliveriyor..
Wednesday, April 30, 2008
kusura bakmayin..
Saturday, March 08, 2008
iyi ki dogdum..
aroma suruplari bulamadim ama onlarin pesine bilahare dusecegim,
Wednesday, March 05, 2008
Wivenhoe
Tuesday, February 19, 2008
tatil fotolari
ama ciddi teknik aksakliklar vardi inanin, neyse lafi uzatmayayim da fotolara gecelim.
Yazdan sonra Ankara'da kar keyfi.. O da bir baska guzeldi..