Monday, July 30, 2007

taşınmak ya da taşınmamak..

anlatamam ne kadar yorgunum..

taşınmanın zorluğunu bir kez daha idrak ettim..

annem, anneannem, teyzem, batuhan ve kemal'den oluşan bir takımla çalışıyoruz.

anneannem bizi güldürmek dışında yemek işleriyle ilgileniyor-ki yaşına göre süper bir performansı var..
batuhan genelde su içerek, uyuyarak ve marketten malzeme alarak geçiriyor bu günleri..

kemal, binbir güçlükle yapılmış paketleri bozmak, yatakların üzerinde zıplamak gibi şeylerin yanında ara ara gözüne birşeyler kestirip "bunu evime götürebilir miyim" diyerek bizi şaşkınlığa uğratıyor, evinin nerde olduğu kavramı baya karıştı onda..

ben de genelde dışarı işlerini hallediyorum, vakumlu torba almak (easy bag-harika bir icat-yanda resmi var) karton bulmak (hiç bu kadar zor olduğunu bilmiyordum- arayınca kıymete biniyor..) , tabi en önemli işim "sınıflandırmak": ingiltere'ye gidecekler, ankara'da saklanıp dönüşte kullanılacaklar, malatyaya gidecekler, hasana verilecekler, anneme verilecekler, şimdilik kullanılacaklar, kullanımdan kalkacaklar vs. vs., bazen o kadar karışıyor ki:))

işte bu durumda asıl işi annem ve teyzem yapıyor, devamlı paketleme, temizleme, toparlama halindeler ve işlerini çok iyi yapıyorlar, yoksa ben üç ayda taşınamazdım zaten,
molalarımızda çek keyifli geçiyor, ankara sıcakta tavan yaptığından, bol bol elma-soda, karpuz, dondurma ve tabi hiç vazgeçemediğimiz çay:))

akşamları yorgunluktan bayılmış bir halde yaptığımız balkon sefaları da var tabi, fakat yarım saat bir saat sonra herkes uyuklamaya başlıyor o ayrı,

işte böyle,

umarım sularımız kesilmeden (çarşambadan itibaren iki gün yok bir gün var) baya yol almış oluruz..



Friday, July 27, 2007

İngiltere yolunda..

Uzunca bir aradan sonra merhaba,

Arkadaşlarım blogu güncellemediğim için bana sitem ediyorlardı ki haklılar en son Esra blog açtığında yazmışım..

Arada pek çok şey oldu tabi ama onları anlatmak zor olur diye düşünüyor ve bundan sonra daha istikrarlı olmayı umuyorum..

Hayatımızdaki en önemli değişiklik benim ingilterede mastıra gitme gayretlerim nedeniyle celalin de arayışa girmesi ve sonunda onun benden önce Essex University'de doktora kabulü alması oldu,

Bunun üzerine ben de daha önceki kabul aldığım okulların Colchester'a en az 3 saat mesafede olmaları nedeniyle önce "biz coventry'de ev tutarız Celal colchester'da yurtta kalır, haftasonları gider gelir, yaparız ne olacak" diye teselli bulurken, sonra "aman Allahım ben Kemal'le tek başıma ne yapacağım" diye panik atak geçirdikten sonra, üniversite, bölüm vs. ideallerimi bir kenara iterek Essex'e başvurmaya karar verdim, tabi bu baya bir geç oldu ve benim son anda başvuru, kabul, kuruma kabul ettirme gibi bir sürü heyacanlı aşmayı geçmem gerekti. Sonuç olarak aile birlikteliğimizi sağlamayı başardık, ben de derin bir nefes aldım.

11 Temmuz'da Celal'i uğurladık, baya hüzünlü bir ayrılış oldu, kendisinin de pek çok işlemi son dakika olduğundan kendini bir anda ingilterede buldu,

şimdi gideli 16 gün olmuş ve onu o kadar arıyorum ki ayrı şehirlerde oturmak planlarının falan tamamen mantıksız olduğunu anlıyorum, buna "çalışkan öğrenci sendromu" adını verdim, istediğim okul, bölüm olsun diye ailenin parçalanmasına razı olmamı başka türlü açıklayamıyorum,

neyse burası Kemal'in blogu olduguna göre ondan da bahsedeyim, minik oglumun dogumgününü 19 temmuz'da kutladık, babası da telefonda katıldı şenliğimize, bir mutlu oldu ki, özellikle tüm tavanı süsleyen balonlara hayran kaldı ve pastasının araba şeklindeki mumlarını yemeye çalıştı, hediyeleri açarken çok zorlandı çünkü diğer oyuncağa geçmeden öncekiyle en az yarım saat oynamak istiyordu:))

şimdilik haberler böyle,

artık yavaş yavaş evi toplamaya başlıyoruz biz de, 19 eylül'de yolcuyuz..




Rana bu kadar:))

Kemal de bu kadar!