Friday, November 27, 2009

Iyi Bayramlar..!


Gunler once annemin evde olagaunstu hal ilan edip, temizlenmedik kose bucak birakmadigi,

Masalarin uzerine en guzel dantellerin ortulup, en guzel tabaklarin cikarildigi,

Son gun herkesin mecbur arefe sularina karismasi icin banyo sirasina girdigi,

Yeni ayakkabilarin, bayramliklarin heyecaniyla bir turlu uykunun tutmadigi,

Yine de daha gun dogmadan uyandirilip, giyinip, suslenip yan yana dizildigi,

Bayramlasmada el opmenin o torensel heyecani,

illaki alinan harcliklar, o harcliklara kurulan hayaller,

bi heyecan yaptigimiz kahvalti,

O kahvaltidaki annemin actigi su boreginin cayla inanilmaz uyumu,

Babamin bayram sekerlerini, cikolatalarini. ve benim favorim ustu cikolata kapli findik, fistiklari yururluge koymasi,

Kardesimle artik sik sik o taraflara ugramamiz,

Kahvaltinin hemen ardindan ilk gelen misafirler, akrabalar,

Oglene dogru baslayan karin agrisi,

Ikinci gun, sabah erkenden babamin memleketten gelen kurbani almaya gitmesi,

O sabahki kavurmanin inanilmaz lezzeti,

Bayram ziyaretleri,

En guzel kiyafetlerini giymis cocuklar, teyzeler, amcalar,

Hal hatir sormalar, her yerde ayri yenen baklavalar,

bi sevinc, bi cosku hali,

Cocuklugumun bayramlari..

Tuesday, November 24, 2009

Boys vs. girls and shopping for a princess..

Her zaman bebeklere bayilmisimdir. Daha kucuk bir cocukken misafirlige gelenlerin bebekleriyle hep ben ilgilenirdim ve bunu gayet severek yapardim. Kiz bebeklere ayri bir ilgim vardi ama. Kemal'e hamile kaldigimda ben 'kiz' Celal 'erkek' tahmininde bulunmustuk. Kemal dogduktan sonra oglan cocugunun da cok guzel oldugunu anladim. Enteresan bi sekilde daha masum oluyor oglanlar, annelerine daha bagli, akillilari fikirleri arabada, topta, devamli bi aksiyon pesinde. Kemal gercekten kemal bir cocuk oldu. Bizi uzmedi, yormadi, ne yapacagiz biz simdi dedirtmedi. Hele simdi, cocugumuzdan cok arkadasimiz, evimizdeki kucuk adam.

Yine de bu surede disarda gordugum kizlara hep daha sempatik bakmaktan, Kemal'e kiyafet alirken kiz elbiselerini bulup bulup Celal'e gostermekten alamadim kendimi. Tekrar bebek bekledigimi anlayinca iyice canlandi kucuk kiz hayali. Kiz bebek haberini aldigimizdan beriyse kalbim pit pit. Kiz cocuklar daha bir ilgimi ceker oldu. Allahim, o buyumus de kuculmuslukler, o sirinlikler, nazlar. Hemen hepsi boyle ama. Bi de susluler. Ankara'da ankarayda pembe puanli bir yagmurluk giymis, elinde pembe pelus cantali bir kiza rastladim, iki yasinda var yok. Konusmasi anlasilmiyor bile. Annesinin kucagina oturmak istemedi, bir genc kalkip ona yer verdi. Bi oturmasi, sacini duzeltip, cantasini kucagina almasi var ki. Hay Allah ben basedebilir miyim boyle bir seyle diye bi dusunce aldi beni.

Bu arada gecenlerde kizimizin ilk alisverisine ciktim. O herzaman kiz kiyafetlerine merakli ben icin heyecanli bir giris oldu. Celal'e bir kac parca bi sey demistim, ama aldiklarimi tasiyamayacagimi anlayip onu arayinca foyam meydana cikti. Gerci disardan gorundugu gibi degil, her sey pembe, her sey kelebekli, farkli renkler ya da tarzlar bulmak zor, pembenin tonlari arasinda bir secim daha cok, ama tabi modeller cok sirin. Elim hep elbiselere gitti, ama mantikli olmaya calistim, ilk baslarda giymesi icin daha cok tulum falan aldim, daha ileriki donemler icin de bir kac elbise almis olabilirim tabi, ama en begendiklerimi, sonra onlari bulamam belki diye dusundum. Boyle iste elim kolum dolu dondum ama hala 'essentials' dedikleri seyleri alabilmis degilim. Daha ziyade gardrop calismisim.
p.s. su baby flower hat ve handband'ler de ilgimi cekiyor, ozellikle surada cok guzel bi tane var. Ne dersiniz:))

Thursday, November 19, 2009

Yolculugun dokuzuncu yili..

Celal'le tanisali dokuz sene olmus. Ilk zamanlar iki ay oldu, uc ay oldu diye sayardik, sonra yillara donduk tabi. Dokuz yil gercekten cok ama, onca yil nasil da gecivermis. O zamanki resimlerimize baktigimizda daha bi genc, daha bi zayifiz sanki, aklimizda bin turlu hayal, ben daha universite son siniftayim, Celal ise gireli uc-dort yil olmus. Ve en ilginci, saatlerce yurumemiz, hem yurur hem konusurduk, cok yorulunca ki bu bir kac saatlik yurume sonrasinda olabilirdi mesela, bir yerde oturur, bi seyler yer veya icer sonra yola devam ederdik. Nereye gidiyorduk, neden o kadar yuruyorduk? Galiba bir yere varmak degil de birbirimizi tanimakti asil amac. Sonradan evlendigimizde de devam ettik yolculuklara, gerci o yurume performansini yakalayamadik ama oyle evine kapanan ailelerden de olmadik hic, iki gun evde kalsak icmiz sikilir hala, hadi bi cikalim deriz, nereye gittigimizin cok da onemi yok.
Yillar geciyor, once Kemal bey geldi ailemize, simdi kucuk bir hanimefendi icin heyecanlaniyoruz. Turkiye'deyken bir sabah soyle ufak yuruyus yapalim diye evden ciktik, yuruduk, konustuk, sonra birden aklimiza esti, taksiye binip ilk yemek yedigimiz restauranta gittik, terasta oturup halimize gulerken, ben dedim ki 'insallah bir gun Kemal kocaman bir delikanli olur, kizimiz da genc kiz ve onlar bizi buraya getirir, biz de onlara o ilk gunleri anlatiriz'.
Aksami ettik orada, annemi arayip sabah yuruyusumuzun biraz(!) uzadigini haber verdik:))
Nice dokuz senelere..!

Friday, November 13, 2009

Ipegimiz de geldi hos geldi!!


Goksu ve Mert'in minik kizi da saglikla geldi dunyaya. Gordugunuz gibi masallah cok guzel bir kiz simdiden. Bu arada bebek haberlerini aldikca beni de hafiften bi heyecan basmiyor degil:))

Friday, November 06, 2009

Hosgeldin Esra'nin oglusu..!


Esra'nin guzel haberlerini aldik, cok sevindik.

O da minimini bir oglanin annesi artik.

Kucuk Mehmet Yigit'e bir omur boyu saglik ve mutluluk diliyoruz..

Thursday, November 05, 2009

Turkiye maceralari..

Turkiye'ye gittik ve donduk. Iki haftaligina planladigimiz seyahatimiz elimizde olmayan burokratik sebeplerle bir ayi gecti. Ama neler yaptik neler:
- bi suru burokratik islerle ugrastik, ayrinti anlatmayacagim ama kisaca soylemek gerekirse istesem de 'desperate housewife' olamayacagim zannederim,

- Tuba'yi uc gun uc gece suren bir dugunle evlendirdik, cok cok guzel bir dugun oldu, onlar erdi muratlarina darisi bekarlarin basina, iste ciftimiz:

- Bu arada ben de 'bes ay' fotografimi dugunde cektirdim (bu arada alti ay oldu ama idare edin:))




- Mesut bi oglumuz oldu! Celal' in kizkardesi dogum yapti Ekim'in ondokuzunda, ben de kendi durumumdan midir nedir baya baya heyecan yaptim, simdi ikisi de iyiler, darisi basimiza:)

- Arkadaslarla bulustuk, bol bol Turkish kebap ve Turkish tatli yedik, biraz siskinlik yapti tabi yediklerimiz, gerci soda ic gecsin cinsinden degil:) Asagida bi alti saat falan suren bi brunch'dan bir kesit goruyorsunuz mesela, yanimda Isil karsimda da Ece var suc ortaklari olarak, bi de en son sakizli Turk kahvesi vardi galiba:)

- Aa tabi, bi de ufak bir basari haberi var (nasil mutevazi bi giris ama:)): Supervisor'imdan aldigim habere gore, tezim cok basarili bulunmus, diger markerim bu sene okudugu en iyi tez oldugunu soylemis, vee bu nedenle teze 'distinction' vereceklermis, (ingiliz sistemini bilmeyenler icin not, distinction 70 ustu demek, aman ne var onda demeyin, burada gorup gorebileceginiz en yuksek not, seksen doksan diye bir sey zaten olasilik disi).

Son aydan aklimda kalanlar bunlar, unuttugum bir sey varsa affola.

Rana bu kadar:))

Kemal de bu kadar!